5 Ağustos 2015 Çarşamba

BENİM HİKAYEM



Benim için her şey, lise dönemlerimde, kendisiyle düzenli OL’arak görüşmekte OL’duğum Rehber Öğretmenim Emine Cengiz’in bir sözüyle başlamıştı. Bana, "Peki, sen ne istiyorsun, Hüseyin ? " demişti ve ben o gün benim de bir isteğim ve bunun bir hükmü OL’abileceğinin farkına varmıştım ve açılmıştı Pandora’nın kutusu! O kutuda neler mi vardı? O kutuda benim bugüne kadar varlığının bile farkında OL’madığım " hak ediş " im vardı.

Anlamıştım ki bir yaşam vardı ve o yaşamda ben vardım ve benim o yaşamda bir sözüm ve bu sözün de bir gücü vardı. Yolculuk hep devam etti. O an için düştüğüme inandığım her an, beni bir adım daha öteye götürebildi. Karanlığın da dostum OL’duğunun farkına vardığımda; artık gördüğüm ışık da hakikatin kendisiydi.

Üniversite öğrenimim için İstanbul’un kapıları aralanmıştı. İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlaması Bölümünü kazanmıştım. Aynı sene konservatuar sınavlarına da hazırlanmış, başarılı OL’amamıştım.

Şehir ve Bölge Planlaması bölümünde hazırlıkla birlikte üç buçuk yılım geçmişti. Belki bir şehrin planını gerçekleştirebilecek alt yapıyı sağlamak değildi başardığım; bununla birlikte yüreğimin planı çizilmişti ve ben yürümeyi, özgürce düşünmeyi ve kendimi kelimelerin bile kifayetsiz kaldığı bir gücün sesiyle ifade etmeyi öğrenmiştim.

Yarı ve tam zamanlı OL’mak üzere, bir buçuk sene boyunca bir hızlı yiyecek firmasında kasiyer OL’arak çalıştım. Üç gün sonra zaten kaçacağıma inanılarak alındığımın itiraf edildiği bu iş yerinden, bir buçuk yılın sonunda restoran şefi OL’arak ayrılmış, yine değişik zamanlarda yarı ve tam zamanlı OL’mak üzere ‘’ falcılık ‘’ yapmaya başlamıştım.

Bu zamanlara Tarlabaşı ve Dolapdere’yi de sığdırmıştım. Üç sene boyunca her aralık ayında bıraktığım okulumda, yarı dönem boyunca bir yandan çalışırken bir yandan konservatuara hazırlanmıştım. O zamanlar amacımın bunlardan birini seçmek ve onu yapmak OL’duğuna inanmıştım. Zaman bana bunların bugünün inşası OL’duğunu anlatacaktı ki o zaman henüz anlamamıştım ve çalakalem koşuşturmaktaydım.

Falcılıkta birçok kişi tarafından "iyi " denilebilecek bir yere gelmiştim dört senenin sonunda yaklaşık yirmi beş bin kişiyle çalışmış olduğumun farkına vardığımda, artık iki senedir hayalim OL’an konservatuar eğitimimi de almaktaydım. Hatta gönüllü çalışan bir orkestrada da çalışmalara katılmaktaydım; bununla birlikte yüreğim " Vur kendini yollara! " dedi ve her şeyi geride bırakarak Antalya’ya yola çıktım.

Antalya’daki üçüncü ayımın sonunda oraya yerleşme kararı almıştım. Burada Reiki ile tanıştım ve yaklaşık sekiz ay kadar süren bir eğitimin sonunda Reiki Eğitmenliğimi aldım. Bir şeylerin değişmesi gerektiğinin farkındaydım ve eğitimden eğitime koşuşturmaktaydım. Birçok farklı sistemi deneyimliyordum. Nerede, ne var diyorlarsa uçarak gidiyordum. Ruhsal derinleşme ve farkındalık çalışmalarında kendimi arıyordum ve bugüne kadar yaşamın bana ne anlatmaya çalıştığının farkına varmaya çalışıyordum.

Yaklaşık altı ay süren, benim için derin bir yolculuk OL’duğuna inandığım Yaşam Koçluğu Eğitimimi aldım. EFT ( Duygusal Özgürleşme Teknikleri ) Terapistliği Eğitimi aldım. Bu eğitimler almakla bitmiyordu, bir sürü uygulama gerektiriyordu. Bilinçaltımdaki direnişlere çoktan savaş açmıştım ki en büyük savaşın onlarla barışmak OL’duğunun farkına varacaktım.

Sanki bütün yolculuğum daha bir kendimle bütünleşmekteydi ve cesaretimi topladığımda Tarot kartlarımı tekrar elime aldım. Aslında hiç bırakmamıştım; bununla birlikte onlarla gerçekten iletişim kuramadığımın farkına varmıştım. Küsmüştüm bir dönem, beni ruhsal gerçekliğimden uzaklaştırdıklarına inanmıştım, onların tukaka olduğuna bir şekilde inandırılmıştım ve onlar kendi savunmalarını yüreğimin ışığıyla gerçekleştirdi.

Bugün ‘’ Ka ile Bilinçdışına Yolculuk ‘’ olarak bildiğiniz o zamanki ‘’ Tarotun Yükseliş Ruhu ‘’ akışları geldi. Deli gibi yazıyordum. Üç dakikada yazıyor, yazdıklarımı on dakikada ancak anlayabiliyordum. Kimseden öğrenmedim ben Tarotu ve aslında ‘’ herkes ‘’ ten öğrendim. Kendi yüreğimle OKU’dum ve bu okuyuş bana yaşamımın birilerinin bana anlatmasını umduğum ışığını armağan etti.

Beni bende, ben keşfetmişti ve yolculuk büyüyerek devam etti. Muhteşem buluşmaların kapıları aralandı, ne zaman ki ben "Artık bu! " dedim, bir kapı açıldı ve o kapı benim ışığım olup beni yüreğine aldı ve orada ben yüreğimi ışığa aldım.

İşte OL’an buydu ve bu, su OL’up akıp giderken, ben bu yolculukta keşfettiğim her şeyi bir yere topladım. Adı " Tarotun Yükseliş Ruhu " OL’du bu yolculuğun ki ben bu yolculuğa " Ka ile Bilinçdışına Yolculuk " dedim sonraları. ‘’ Ka ‘’ ‘’ kadim ‘’ anlamına geliyordu; kadim, ‘’ eski, ezeli, öncesi ‘ olmayan demekti ve aslında tüm hikaye o günden bugündeki saruları resmetmekteydi. İnsan unuttuklarını hatırlama ihtiyacı içindeydi.

Ben öğrenme devrinin kapanıp, ‘’ keşfetme ‘’ devrinin açıldığına inandım ve ışığım OL’an her ruh parçama seslendim. Artık buluşalım! İşte buydu benim yolculuğumun adı ve rüzgarın sesiyle kanatlar açılmıştı. Her buluşma ışıkla yaşama alındı. Biz dans ettik, şarkılar söyledik, şiirler okuduk doğanın gizeminden ve gözlerimizi kapayıp yüreğimizi açtık ve yaşamı yeni bir ışıkla görmeye başladık.

O ışık her birimizin yüreğinin ışığıydı ve bu ışık bir kişide diğerinden ayrı asla OL’mazdı ve tek tema vardı ki Barış ve Sevgi! İşte tüm sır buradaydı ve iş, bu yolculuğun nasıl AK’tığıydı. İşte buydu yolculuğumuzun adı ve benim adını koyduğum ‘’ yaşam ‘’ dı. Su aktı, yolunu buldu ve anladım ki o yol hepimizin yoluydu ve bu yol hep yürüyordu ve bizimle, hak ettiği ışığı buluyordu, Amin. İşte bu! Şimdilik!

Hüseyin Akdağ


KOÇLUK İLE SAKLI POTANSİYELİ AÇIĞA ÇIKARMA



Koçluk Nedir?

Danışana, mevcut durumdaki farkındalığını oluşturarak, hayatında istediği değişimleri (kişinin doğasındaki potansiyelini keşfettirerek) oluşturmak için onu motive ederek (inanç, sorumluluk ve özgüven) harekete geçirmektir.

Koçluk;

*Farklı bir açıdan bakabilmek,

*Kişinin güçlü yanlarını ve doğal yeteneklerini keşfetmek,

*Profesyonel bir dost olabilmek,

*Öğretirken öğrenmek,

*Daha fazla olasılığı hayata geçirmektir.

Koçluk Hizmeti Ne Sağlar?

*Potansiyelin keşfi

*Özgüven ve Özdeğer

*Başarı

*Mutluluk

*Motivasyon

*Verimlilik ve performans

*Kişisel gelişim

*Aktif olabilmek

*Öğrenmeyi hızlandırma

*İletişim becerilerini geliştirme

*Yaratıcılığın artması

*Yönetim becerilerini geliştirme

*Esnek olmayı başarmak ve değişimi yaşamak

Koçluk Uygulama Yapıları

*Spot koçluk: Tek seferde, kısa vadeli, eylem odaklı.

*Kademeli koçluk: Somut hedef, kademeli haftalık uygulamalar, yapısal.

*Derin koçluk: Derin düşünme, vizyon belirlemek, köklü değişimler yaratmak, soyut hedefler, varoluşa bakış açısı ve eylemlerle davranış değişikliği.

Koçluk aşağıdaki unsurları içeren karşılıklı etkileşimli bir çalışma disiplinidir:

*Üzerinde bulunulan durumun saptanması (Şimdiki Durum)

*Yeni seçeneklerin saptanması ve hedef koyma (İstenen Durum)

*Potansiyelin ortaya çıkarılması (Potansiyel)

*Değişimin nasıl gerçekleşeceğinin saptanması (Nasıl)

*Eylem içinde olmak (Eylem)

*Bu değişimde kararlılık ve motivasyon (Destek)

*Yolculuk esnasında her zaman yeni seçenekler olabileceğinin öğretilmesi (Esneklik)

*Takip etme (Takip)

Kimlere Koçluk Yapılır?

*Ne istediğini bilmeyen; ama bir şeyler yapmak isteyen

*Ne istediğini bilen; ama nasıl yapacağını bilmeyen

*Ne istediğini bilen; ama cesaret edemeyen

*Yaşamında daha fazlasını isteyen

EFT İLE MUTLU VE SAĞLIKLI YAŞAM FORMÜLÜ



EFT, acı, kızgınlık, endişe, stres, öfke, korku, özlem gibi olumsuz duyguları yok ediyor. Geçmişte yaşadığımız travmatik bir olayı her hatırladığımızda ortaya çıkan olumsuz duygu ortadan kayboluyor. Artık o olayı hatırlıyor; ama hiçbir şey hissetmiyoruz.

EFT ( emotional freedom tecnique-  duygusal özgürleşme / arınma tekniği ) ile geçmişteki olumsuz olayların sizde bıraktığı duygusal izleri silecek, yerine yeni pozitif etkiler ekleyebilecek ve böylece arınmış ya da pozitif yüklenmiş olarak, yeni karşılaştığınız olaylara olumlu bakabilecek, pozitif manyetik enerji yayacak ve yaşamınızdaki olayların akışını da olumlu yönde değiştirebileceksiniz.

Bu teknik, çok eski iyileştirme teknikleri olan Akupunktur ve Reiki ile,  yakın tarihte geliştirilmiş bir teknik olan NLP’nin bir bakıma birleşimidir. EFT, bu tekniklerde de kullanılan temel kavramları esas alıyor ve parmak uçlarıyla çok kolay uygulanabiliyor.

Yutrdışında pek çok klinikte uygulanan Duygusal Arınma Tekniği- EFT’nin hastalar üzerindeki başarı oranı %80 gibi oldukça yüksek bir oran!

Duygusal Arınma Tekniği- EFT’nin Kullanım Alanları

Duygusal Arınma Tekniği- EFT, pek çok alanda kullanılmaktadır:

*Fobiler (su, köpek, kedi, böcek, uçak, yükseklik, karanlık, kapalı mekan)

*Bağımlılıklar (sigara, içki vb.)

*Stres

*Panik atak

*Güvensizlik

*Çeşitli negatif duygular (kıskançlık, öfke, özlem, acı vb.)

* Depresyon

*Migren veya değişik vücut ağrıları

*Travmalar

*Aşırı kilo

*Aşırı zayıflık

*Cinsel problemler

EFT’nin kullanıldığı alanlardan başlıcalarıdır.



KA İLE BİLİNÇDIŞINA YOLCULUK



Ka, ‘’ Kadim ‘’ demektir ve bilinçdışı DNA’larımızda kayıtlı ‘’ İnsanlık Tarihi ‘’ dir ve biz bu kayıtları açıp OKU’yabiliriz.

‘’ Bilinçdışına Yolculuk ‘’ nedir?

Bu deneyim, kendi derinliklerimizde saklı olan ışığımızın farkına varabilmektir.

Gölgelerimizdeki yaşam serinliğini fark edebilmektir.

Dinlenmiş bir beden ışığıyla yaşama ‘’ uyanmış ‘’ OL’arak ‘’ merhaba ‘’ diyebilmek ve böylelikle yaşamın sesini de beraberinde duyabilmektir.

İnsanı kendi derinliklerinin ‘’ korkutucu ‘’ olduğu inancına götüren, onun bu derinliğin dilini henüz keşfedememişliğidir ve biz bu dilin aslında yaşamımızda nasıl büyük bir ışığın kaynağı olduğunun farkına vardığımızda tüm süreç de artık yenilenir.

Yenilenen her neyse orada artık yaşam diridir ve bu dirilik yaşamı, onunla iletişim kurabilecek ve paslaşarak topu ağlara vardırabilecek bir güce ulaştırabilecektir.

‘’ Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. ‘’ diyorsak, “ Peki, nasıl? ‘’ ın kapılarını aralamanın vakti gelmiştir.

NASIL?

Bunu başarabilmenin tek yolu vardır:

BEYNİMİZİ BÜTÜNSEL KULLANMAK!

NASIL?

*Dansla

*Müzikle

*Resimle

*Meditasyonla

*Mitolojiyle

*Astrolojiyle

*Numerolojiyle

*Kabalayla

*Esmalarla

*Ezoterizmle

Peki, bunlar ne işe yarar?

*Dans, bedeni uyandırır.

*Müzik, işiti gücümüzü uyandırır ve ‘’ Evrenin Şarkısı ‘’ duyulur.

*Resim, görsel gücümüzü uyandırır ve ‘’ Yarının Resimleri ‘’görünürleşir.

*Meditasyon, hissel gücümüzü uyandırır ve ‘’ Yüreğimizin Gücü ‘’, ‘’ Yaşam Gücümüz ‘’ olur.

*Mitoloji, ‘’ Doğanın Dilini ‘’ öğrenebilmek için gereklidir.

*Astroloji, resmi ‘’ Bütün ‘’ görmeyi öğretir bize ki o resim ‘’ Yaşam ‘’ dır.

*Numeroloji, sayıların sırlı bilgeliğidir ve nasıl da her şeyin bir işaret olduğunun yolculuğumuzda biz bu işaretlerin farkına vardığımızda dilidir.

*Kabala, ‘’ Yaşam Ağacı ‘’ nın bilgeliğidir. O, bizi gücümüz olan ‘’ Asa ‘’ ya götürecektir ve o yüreğimizden öte bir ışıkta okunacak değildir ki orada herkes ve her şey ‘’ BİR ‘’ dir.

*Esma, ‘’ Yaşamın Dili ‘’ dir ve bu dilin yüreğimizce okunabilecek bir diriliğidir.

*Ezoterizmse görünenin ardında neler saklı olduğunu fark etme sürecidir.


‘’ Yaşam Yolu ‘’ anlatılabilecek değil; ancak yaşanabilecek bir ‘’ deneyim ‘’ dir ve ancak deneyimlendiğinde o ‘’ ışık ‘’ uyanabilir ve o artık uyanmışsa bilin ki ‘’ Hiçbir şey eskisi gibi değildir. ‘’; çünkü bir kez ‘’ ışık ‘’ ı gören artık ona sırtını dönmüşse de sırtını döndüğü bir şeyler olduğunun bilincindedir.

Hüseyin Akdağ

REİKİ İLE EVRENSEL ŞİFA




Reiki çok eski bir şifa tekniğidir. Ellerle verilen bu şifa tekniği son derece güçlü fakat basit olup herkes tarafından rahatlıkla öğrenilebilir.

Reiki tekniği her varlıkta var olan ve tüm yaradılışın devamını sağlayan evrensel yaşam enerjisini yönlendirip herekete geçirmenin bir ilim ve sanatıdır.

Reiki üç seviyede öğretilir:

Birinci Derece Reiki: Reikiye girişi, Reikinin tarihini, özelliklerini ve çeşitli el pozisyonlarıyla uygulama yöntemlerini kapsar. Reikinin kişiye ve çevresindekilere nasıl uygulandığı öğretilir. Ayrıca birinci derece uyumlaması ( inisiyasyon- güç aktrarımı) verilerek kişinin enerji alanı Reiki enerjisine açılır.

İkinci Derece Reiki: Reikinin kişiye, çevresindekilere ve günlük yaşama uygulanması detaylı olarak öğretilir. Ayrıca enerjiyi çeşitli amaçlarla yönlendiren üç enerji sembolü ve kullanımları öğretilerek kişi ikinci derecenin uyumlaması ile hem bu sembollerin enerjisine, hem de daha yüksek frekanslı Reiki enerjisini almaya açılır.

Birinci ve İkinci derecede Reikiyi öğrenmek ve uyumlanmak ve bunun günlük hayata uygulanması kişinin hem kendisinin hem çevresindekilerin tüm yaşamını değiştirip, mucizeler yaratacak kadar güçlüdür.

Üçüncü Derece Reiki: Bu derece Reikinin birinci ve ikinci derecelerini yoğun olarak kullanıp, daha ilerlemek isteyenler içindir. Birinci ve ikinci aşama olarak iki kademelidir. Üçüncü derece 1. Aşamada ileri terapi teknikleri ve üçüncü derecenin sembolleri öğretilir. Üçüncü derece 2. Aşama ise Reiki öğretmenliği derecesidir. Bu seviyede Reikinin uyumlama ve başkalarına aktarma- öğretme teknikleri öğretilir. Bu dereceyi öğrenmek Reikiyi kendilerine yaşam yolu yapmak isteyen ve edindiği bilgilerin sorumluluğunu taşıyabilecek kişiler için olup, kişinin içtenliği ve arzusu çok önemlidir.

Reiki kişinin yaşamını her alanda etkileyen çok güçlü bir enerjidir. Kişiye sadece fiziksel şifa getirmekle kalmaz, kişinin frekansını yükselterek evrensel enerji ve bilinçle birleşmesini sağlar. Dengesizliklerin olduğu durumlara denge getirir.

Kişi Reikiye uyumlandıktan sonra bu enerjiyi ne zaman ve hangi amaçla (kendinin ve bütünün en yüksek hayrına) isterse bütün yapacağı şey ellerini enerji vereceği şeyin veya kişinin üzerine koymaktır. Enerji otomatik olarak akmaya başlar. Reikiyi yönlendiren terapist değil, evrensel bilinçtir. Bu nedenle Reiki enerjisi kişinin ihtiyacına göre akarak en çok şifa gereken yerlerde kendi kendine yoğunlaşır.

Reiki hem alıcı hem de terapist için son derece güvenlidir. Terapistin kendi enerjisi olmadığı için yorucu değildir. Terapiden sonra hem alıcı hem de terapist kendisini bu evrensel sevgi dolu enerjiyle yıkanıp, arınmış hisseder.

Reiki kişiye akarken hem enerji bedendeki hem de fiziksel bedendeki dengesizlikleri dağıtarak o bölgedeki frekansı yükseltir. Düşük frekanslı enerjinin parçalanarak dağılmasını sağlar. Sonuç olarak yaşam gücünün akışını onarıp, sağlıklı ve doğal olarak akmasını gerçekleştirir.